Düşünsenize, Dünya Kupası’nda oynuyorsunuz ve penaltı atacaksınız.
Sadece takımın veya stadın değil, tüm bir ulusun, hatta neredeyse tüm dünyanın gözü sizin atacağınız penaltıda..
Psikolog Geir Jordet son 50 yılda Dünya Kupası başta olmak üzere uluslarası önemli maçlardaki penaltılarla ilgili bir araştırma yapmış.
25 futbolcu röportajı ve 15 farklı takımı içeren kapsamlı bir araştırma içeriyor.
Penaltı atışı, diğer takımın elenmesini kesin olarak sağlayacak, yani zaferi getirecek son atış olacaksa, 92% oranında gol olmuş.
Eğer penaltı atışı, kendi takımınızın elenmesine yol açacak, yani illa atmanız gerekiyorsa, 62% oranında gol olmuş.
Bu sonuç çok şaşırtıcı değil.
Yüksek baskı ve stres, insanın başarı
oranını (evrensel anlamda) düşürüyor.
– 23 yaş altında gençlerin, düşündüğünüzün tersine, atışları gole çevirme oranları daha yüksek. Zihin yapılarının daha saf ve rahat olmasından, “Bu fırsatı kaçırırsam, nasılsa tekrar yenisi gelecek” zihniyetinden kaynaklanıyor olabilir.
– Yorgunluk (uzun oynama süresi) da başarıyı düşüren faktörlerden.
Yorgunken iyi karar veremediğimiz, daha tahammülsüz olduğumuz aşikar…
Ödül almış futbolcuların (Ballon D’or gibi), ödül aldıktan sonra,
penaltı atışlarında başarılarının düştüğü de görülmüş.
Tahminen böyle önemli bir penaltı atışında “Bugüne kadar kazandığım tüm itibarım gider, Atamazsam, insanlar beni sevmez, başarısız olurum, yalnız kalırım”, sonucunda “ölürüm”e kadar giden, hepimizdeki derinlerinde yatan temel korkunun işi bu…
ZİHİN YAPISININ ÖNEMİ VE KULLANABİLECEĞİNİZ İPUÇLARI
Araştırma yoğun baskı altındayken performansı yükseltebilmek için ipuçları da vermiş:
– Stres Anında Başa Çıkabilmek İçin Yavaşlamak, Nefes Almak:
Hayatın herhangi zorlayıcı bir anında hep çalışan, çok basit ancak çok önemli bir beceri…
Tek yapacağınız rahat bir şekilde derin nefes alıp verirken, dikkatinizi sadece nefesinize vermek..
– Baskıyı Ritüellerle Kucaklamak:
Ritüeller başarının garantisi değil, ancak sinir sistemini yatıştırdığı için performansın
yükselmesini sağlıyor. Buna Zihinsel Ön Hazırlık, Ritüel veya Mantra da diyebilirsiniz :
Guns N Roses’ın solisti Axel Rose’un – “Seyirci benim dostumdur.” diyerek konsere çıkması gibi..
Fiziksel Ön Hazırlık için örneğin işteyseniz, toplantı öncesi temiz masa, kalem, kağıt, ilgili rapor veya her ne gerekecekse önceden hazır halde bulundurmak olabilir,
Tüm bunlar sinir sisteminizi rahatlatıyor.
– Kontrol İhtiyacını Rahatlatmak & Destekleyici Güçlü Yanları Hatırlayarak Anı Kucaklamak:
İçinizden;
“Bugüne kadar bunun için çok çalıştım, her türlü hazırlığı yaptım.”
demeniz, kontrol ihtiyacınızı azaltacağı ve güçlü yanlarınızı, yani kendi gücünüzü kendinize hatırlatacağı için performansınız da doğal olarak artıyor.
– İçimizdeki Sabotajcı tarafı farketmek:
Bu da profesyonel koçluk yapmam sebebi ile benden gelen bir ipucu olsun.
“Uyarayım ben şunu, iyi vuramazsan patlarsın, aman ha!” diyen tarafımızı farketmek
Kendisi “Kaş yapayım derken, genelde göz çıkarıyor”.
Bu sabotajcı tarafımızın arıza çıkarmasını engellemek için, önce onun varlığını farketmek gerekiyor
Moralinizi bozmak yerine “Eyvallah, uyarını aldım, teşekkürler” deyip, onu gecici de olsa göndermek iyi bir çözüm olabilir…
Nasılsa geri gelecek, çünkü işi bu – “Hayatta tutmak için uyarmak”…
Bunun için de abartmayı çok seviyor, işini garantiye alacak ya…
– Şirketlerde toplantılara girerken “Bu toplantıdaki herkes, aksi ispat edilene kadar iyi niyetlidir.”
mantra veya ritüeli ile girip, hergün yeni bir sayfa açmak herkes için faydalı olur.
Bir gün gelir, en sevmediğiniz kişilerle bile rahatça oturabilirsiniz, hatta ilişkiler değişir
Performansa etkisinin haricinde stres, endişe ve öfke karşınızdakini değil, öncelikle sizi tüketiyor.
Nasıl bir hayat yaşadığınız sizin için önemli mi?
Cevabınız “Evet”se, performans, ilişkiler, kariyer, kısacası hayatı daha iyileştirmenin yolu, içerideki zihin oyunlarını farketmek ve otopilottan çıkarak sürücü koltuğuna oturmaktan geçiyor.
İster satış veya ister başka alanlarda çalışırsanız çalışın, size hizmet edecek yeni araçlar deneyin. İçlerinden biri bile sizin için çalışırsa, bakmışsınız yepyeni bir dünyanın kapıları açılmış.
Zira olasılıklar ve yollar, quantum fiziğinde bilimsel olarak anlatıldığı şekilde sınırsız…
Ama dünyayı yeniden keşfetmek için o kadar uğraşmanıza da gerek yok.
Yeni yöntemleri deneyip bulmak daha kolay…